Malzemeler:
Isırgan otu(yaprakları ayrılacak)
Soğan
Zeytinyağ
Tereyağ
Un
Su
Tuz
İpek Hanımın Çiftliği'ni birkaç yerden duymuştum. Geçenlerde aklıma geldi, internet sitelerine girdim, hikayelerini okudum, çok hoşuma gitti ve ilk şiparişimi verdim. İstediklerimden biri de "Ege otlarıydı".
Kolim gelince heyecanla açtım, otları bir çıkardımki, Allah Allah!!! O kadar çok ve güzellerki, hepsini kavursam çok olacak. Ne yapsam ne yapsam...Bir kısmını kavurdum, Pınar Hanımın tavsiye ettiği gibi. Ebegümeçlerini haşladım, üstüne zeytinyağ, sarımsak, limon, Çiğdem'in tavsiye ettiği gibi. Isırganların birkısmından da çorba yapmaya karar verdim. Yapraklarını ayıkladım. Soğanı tereyağı ve biraz da zeytinyağıyla önden biraz pişirdim. Sonra unu ekleyip, hafif pembeleşinceye kadar kavurdum. Yavaş yavaş, sürekli karıştırarak suyunu ekledim. Kaynamaya başlayınca da ısırgan yapraklarını ve tuzu ekleyip, birkaç dakika bekledikten sonra altını kapattım. Isırgan çorbasını yaklaşık 4-5 sene önce Manici Kasrı'nda(Kazdağlarında cennet gibi bir yer) içmiştim, bayılmıştım. Tarifini sorduğum zaman "Tarkan da misafirimiz olduğunda çok beğendi, o da tarifini istedi ama ona bile vermedik, veremeyiz" demişlerdi. O zaman aklıma gelirmiydi birgün benim de yapacağım, çok zor... Isırganı nerden bulacağım bir kere!? Ama Pınar Hanım sağolsun(çiftliğin sahibi, İpek kızının adı) hiç aklımda olmadığı bir zamanda onu da yaptım:))))))
Çorba tarifleri biraz üst üste oldu ama olsun ne yapalım, kış günü iyi gidiyor!