Sayfalar

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Fajita ve ...


Haftasonu canım fajita istedi, yanlız yenmez, arkadaşları da çağırdık. Bir zamanlar dışarda yerdik hep, taaki bir akşam Sedalara yemeğe gidene kadar. Onlarda yiyince çok hoşumuza gitti, o zamandan beri biz de evde yapıp yiyoruz. O kadarda kolay ki! Malzemeleri hazırlamak biraz zaman alıyor o kadar.

Malzemeler:
2 tane kırmızı biber(tombul olanlardan)
3-4 tane yeşil dolmalık biber
4-5 soğan
4-5 parça tavuk göğüs
2 adet avakado
5-6 cherry domates
Krema
Süzme yoğurt
Tortilla
Jalapeno biberi



Ben bu sefer tavuklu yaptım ama genelde biraz tavuk biraz etle yaparım. İster tavuk ister kırmızı et(biftek ya da bonfile) olsun jülyen kesilmiş olacak. Etleri biraz zeytinyağında tavada karıştırarak pişirin.
Ayrı bir tavada yarım ay doğranmış soğanları da biraz zeytinyağıyla pişirmeye başlayın. Soğanlar yumuşayınca jülyen kesilmiş biberleri de ekleyin. Soğanlar karamelize olana kadar karıştırarak pişirin.
Süzme yoğurt ve biraz kremayı karıştırarak ilk sosu hazırlayın, servis edeceğiniz kaseye alın. İkinci sos "guakamole". Bunun içinde olgun avakadoları soyup, küp küp kesin, üzerine biraz krema, tuz, karabiber ekleyin ve rondoda hepsini karıştırın. Sonra içine çekirdeklerini çıkardığınız domatesleri ve çok az soğanı minik küp küp keserek ekleyin, kaşıkla karıştırın.İkinci sosu da kaseye alın.
Ben acı sevenler için bir kaseye biraz da jalapeno biber turşusu koydum. Tortillalar artık marketlerde satılıyor. Tortilla bulamazsanız bizim lavaşlar da aynı işi görüyor. Etleri ve soğan-biber karışımını fırında ısıttığınız güveç kaplarına ayrı ayrı koyun(döküm fajita kaplarınız varsa onlara, ben de yok, böyle yapıyorum). Hepsini sofraya dizin bir güzel! Tortillanın içine önce biraz et, üzerine biraz guakamole sosu biraz da krema karışımı, biraz da jalapeno biberi. Tortillayı sarın bir güzel, dürüm yapın, ooohhhh, afiyet olsun:))))


Yanına da kırmızı fasülye salatası yapıyorum, tavsiye edilir!
Kırmızı fasülyeleri kutusundan çıkarıp, süzün, yıkayın, çukur bir tabağa koyun. Kırmızı közlenmiş biberleri(1 adet yeterli) şerit halinde kesip fasülyelere ekleyin. Zeytinyağ, soya sosu ve nar ekşisini karıştırıp üzerine gezdirin. En üste süslemek için kıyılmış maydanoz koysanız da olur, koymasanızda:))

29 Mayıs 2012 Salı

Kıymalı Bezelye



Dün pazara gitsem diye düşünürken, Ece'yi okula bırakmaya gittiğimde karşıma Ayla'nın sebzecisi çıktı(bakınız http://bebegimmutfak.blogspot.com/). Ben de fırsatı kaçırmadım tabii:)) Aklıma ne geldiyse aldım. Evde yemek olmasada buzdolabında malzemem olunca içim rahat ediyor! En fazla yarım saatte hemen yenilebilecek birşeyler yapılabiliyor. Eve gider gitmez de yemek yapmaya giriştim haliyle. Bezelyeleri Ecoşumla ayıkladık. Alkımda kıymalı bezelye vardı, önce onu yaptım, gerçi benimki biraz türlü gibi oldu ama olsun... . 5-6 sap taze soğanı ve 3 diş sarımsağı kıyıp, kıymayla beraber zeytinyağında kıymalar kahverengine dönene kadar karıştırarak pişirdim. Sırayla 2 tane havuç, 1 kabak, 1 kırmızı biber, 2 tane yeşil köy biberi, 1 patates ve bezelyeleri ekleyip ateşte biraz çevirdim. Yanlız sebzelerden önce biraz taze yabani kekik de kıyıp koydum. Mis gibi koktu. 2-3 kaşık domates püresi, tuz ve üstünü kapatacak kadar su ekleyip, kaynayana kadar harlı ateşte, sonra kısık ateşte pişirdim. Yanına da esmer bulgur pilavı(ben resimde görüldüğü üzere pilav üstü severim) ve buzluktan çıkardığım vişnelerle yaptığım vişne suyu. Dünkü yağmurlu havada hepimize iyi geldi!
Afiyet Olsun!

NOT: Üstüne de biraz pul biber tavsiye edilir!

25 Mayıs 2012 Cuma

Soslu Patlıcan


Haftabaşında bir akşam kardeşimin evinde toplantık, yurtdışından gelen kuzenimiz şerefine...Mangal yaparız diye konuşulmuştu ama  Meltem(kardeşimin eşi) gene döktürmüştü mezeleri! Hepsi çok güzeldi ama bu benim favorim, çok lezzetli gerçekten! Etin yanına da çok yakışıyor.Pasta dilimi gibi kesilip servis edilebiliyor. Tarifini Meltem'in yazdığı gibi aynen koyuyorum. Teşekkürler Meltemcim, ellerine sağlık, tekrarını bekliyoruz:))

Malzemeler:
1kg patlıcan
Rendelenmiş domates
Kuru soğan
10 diş sarımsak
4-5 çarliston veya sivri biber
Tuz
Karabiber
Üzüm Sirkesi
Şeker
Un

1 kg patlıcanın kabuklarını soyuyorsun. Halka halka kesiyorsun. Büyük halkaları ikiye bölüyorsun. Bunları kızartıyorsun. Sonra bunları bir kabın içine, selpak havlu üzerine alıyorsun. Çok yağlı olmasın diye biraz yağını çektiriyorsun. Yağını çektirdikten sonra, bunları servis yapacağın tabağın içine alarak güzel bir şekil veriyorsun.

Sos için 1 soğanı piyazlık kesiyorsun, içine zevke göre bolca sarımsak kesiyorsun(ezmiyorsun). Bunları zeytinyağında pembeleştiriyorsun. Sonra, içine 2 kaşık un ekleyerek iyice karıştırıyorsun. Ardından bol domates rendesi ve ufak ufak kesilmiş biberleri ekliyorsun. İçine tuz, karabiber, 1-2 çorba kaşığı üzüm sirkesi ve 1 kaşık şeker ilave ediyorsun. Kaynayınca altını kısıyorsun. Gerekirse kettle’dan sıcak su ilave ederek, bir süre pişiriyorsun. İyice pişince(çok sulu kalmayacak, biraz kıvamlı olacak) altını kapatarak, sıcakken, patlıcanların üzerine döküyorsun. Sos ne kadar bol olursa o kadar güzel oluyor.

Afiyet Olsun:)))

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Kahvaltım-Meyveli Yulaf Ezmesi


Hafta arası bizim evde kahvaltı sofrası kurulmuyor, çünkü Ece okulda yapıyor kahvaltısını. Hakan'la ben de yukarıda gördüğünüz meyveli ve kuruyemişli yulaf ezmesini yiyoruz. Yulaf ezmesine yumuşaması için önce sütü döküp, biraz bekletiyorum. Üstüne tarçın döküyorum. Biraz siyah kuru üzüm, 2-3 tane günkurusu kayısı(küçük küçük kesiyorum), bazen biraz elma(küp küp kesilmiş) bazen yarım muz(dilimlenmiş), en üste de genelde bir kaç parça ceviz, yoksa bugünkü gibi fındık da olabilir. Hem doyurucu, hem sağlıklı, hem lezzetli!!!  Sevgili doktorumuz Arı Balcı'nın tavsiyesi!
Afiyet Şeker Olsun:))

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Pesto




Malzemeler:
Fesleğen
Parmesan
Çam fıstığı
Sarımsak
Tuz
Karabiber
Sızma Zeytinyağ


Rondoya bol miktarda fesleğen yapraklarını, 1-2 avuç kadar rendelenmiş parmesanı, 1 avuç çam fıstığını, 2-3 diş sarımsağı, tuzu, karabiberini(mümkünse taze çekilmiş) ve sızma zeytinyağını koyup, sos kıvamına gelene kadar rondoyu çalıştırın. Koyu olursa istediğiniz kıvama gelene kadar zeytinyağı ekleyip tekrar bııztlayın. Bendeki rondo küçük, miktarları ona göre söyledim. Ayrıca herkes kendi damak tadına göre miktarları ayarlayabilir. Misafir geleceği zaman pestoyu tabağa yayıp,üstüne minik top mozarellaları ve yarım cherry domatesleri kürdana batırıp koyuyorum. Böylece isteyen tabağa da ekmeğini bandırabiliyor. Bazen sadece tabağın ortasına bir kaşık pesto koyup, üzerine sızma zeytinyağ döküp, bandırmalık hazırlıyorum. Pestolu makarna, pestolu tavuk, pestolu tost....Yap yap bitmez pestolu tarifler! Çok severim:)) Fesleğen zamanı, yapıp yapıp, küçük kavanozlarla buzluğa atarım, kışın canım istediği zaman çıkarırım.
Deneyin, çok kolay ve çok lezzetli!
Afiyet Şeker Olsun:))



17 Mayıs 2012 Perşembe

Çilekli Pasta


Malzemeler:
1/2 litre süt, biraz da kedidillerini ıslatmak için
2 yumurta sarısı
3 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı şeker
1 kutu labne peynir
1 paket kedidili
çilek

Geçen gün Zulalciğimin ofisine blogumun tasarımını yaptıkları için teşekkür ziyaretine gittim. Tabiiki Özlem de geldi ve de Çiğdem!  Yemek bloğu olan insan teşekkür için ne yapar, ee tabiiki yemek:)) Pasta dışında kabaklı-beyaz peynirli kiş, enginarlı tabule, pesto sos ve brioş yaptım, götürdüm. Hepsini beğenseler de en çok ilk defa denediğim bu pastayı beğendiler. Hatta Zulalcim her ne kadar Karatay diyeti yapıyor olsada, kalanına el koydu:)) Gittiğimizde Zulal toplantı masasına sofrayı kurmuştu, bize götürdüklerimizi koymak kaldı.


Kedidili eskiden bazı pastahanelerde satılırdı. Şimdi İtalya'dan ithal hazır olanları marketlerde satılıyor, büyük rahatlık. Sos da çoğu kişinin bildiği yalancı tiramisu sosu. Tatlı olarak brownie mi yoksa tiramisu mu yapsam diye düşünürken aklıma böyle bir deneme yapmak geldi. Yumurta sarılarını un ve şekerle iyice karıştırıyorsunuz. Sonra el blendırıyla çırparak yavaş yavaş sütü ekliyorsunuz. Bu arada ben evde beyaz un olmadığı için tam buğday unu kullanmak zorunda kaldım, gayet güzel oldu. Sütün hepsini ekledikten sonra ateşe alıp, sürekli karıştırarak kaynayana kadar pişiriyorsunuz. Kaynamaya başladığında koyu kıvamlı bir sosa dönüşüyor.Sos piştikten sonra içine labne peyniri ekleyip karıştırıyorsunuz.  Diğer tarafta ise küçük kare bir kaba(ben Borcam kullandım) süte batırdığınız kedidillerini tek kat döşüyorsunuz. Üstüne sos, onun üstüne de ikiye böldüğünüz çilekleri diziyorsunuz, sonra gene bir kat kedidili ve en üste sos. Pastanın üstünü ben beyaz çikolata rendesiyle ve bütün çileklerle süsledim, çok hoş oldu. Servis etmeden önce mutlaka buzdolabında birkaç saat dinlendirin.
Afiyet Şeker Olsun:))

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Çiriş



Suna Halam süper ahçıdır, her yemeği çok lezzetli yapar. Hamur işleri ve otlar konusunda uzmandır!
Çirişi de pazardan almış, hazırlamış, ben deneyeyim diye bana da biraz verdi. Onun vardır pazarda köylü teyzeleri, tanıdıkları... Herkesin bilmediği otları, malzemeleri bulur, alır, pişirir, yedirir! Her zaman evinde yemeği hazırdır, yenmeye hazır değilse bile malzemeleri yapmaya hazırdır. Bayılırım halamın yemeklerine!
Çiriş, taze sarımsağın sapına benzer, yassı yeşil yapraklı bir ot. Zeytinyağı ve bol soğanla kavruluyor, üstüne yumurta kırılıyor. Halam onun üstüne de biraz tereyağı eritip gezdirirmiş servis etmeden önce. Bana hazır kavrulmuş olarak verdiği için ben ısıtırken tereyağında ısıttıp, sonra yumurtasını kırdım. Nasıl lezzetli birsey!
Yumurtasız da yenilebilir bence, çok beğendim. Ot meraklılarına duyurulur!
Afiyet Şeker Olsun:))

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Somonlu Kremalı Tagliatelle


Ne zamandır aklımdaydı, dolapdaki somon fümeyle makarna yapmak. Bu haftasonu yaptım. Sos için 6-7 sap taze soğanı ve 3-4 diş sarımsağı kıyıp, sızma zeytinyağında biraz çevirdikten sonra, parmak kalınlığında kestiğim somon fümeyi ekledim. Biraz da onlarla çevirdikten sonra 1 küçük kutu kremayı ekledim. Somona en çok dereotu yalışıyor ama evde yoktu, o yüzden en son biraz da fesleğen kıyıp koydum sosa. Tagliatelleyi haşladığım sudan da 1-2 kaşık sosa ekledim. Makarnayı tuzlu suda haşladıktan sonra süzdüm ve sosu üstüne döküp karıştırdım. Yanına da beyaz şarap:))
Afiyet Şeker Olsun!!!


11 Mayıs 2012 Cuma

Yumurtalı Ekmek ve Çilek Sosu



Pazar kahvaltısı için yaptım, birazını paskalya çöreğinden, birazını da normal bayat ekmekten.
Yumurtaları süt ve biraz da saf toz vanilya ekleyerek çırptım. Ekmeklerin ve çöreklerin her iki tarafını da bu karışıma batırıp(hatta biraz beklettim, iyice çeksinler diye) zeytinyağında kızarttım. Yanına da çilekleri pudra şekeriyle blendırdan geçirip çilek sosu yaptım. Güzel bir ezine peyniriyle beraber çok iyi gitti, tavsiye ederim!
Afiyet Şeker Olsun!

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Zeytinyağlı Kabak



Küp küp doğradığınız orta boy bir soğanı, 3-4 diş kıyılmış sarımsağı sızma zeytinyağıyla biraz soteleyin.
Yarım ay kesilmiş 5-6 tane kabağı ekleyin. En son da 2-3 avuç bulgur(ben esmer bulgur kullanıyorum, daha lezzetli) koyun. Üstünü kapatacak kadar su ve tuzunu da ekleyip, kaynayana kadar harlı ateşte, sonra kısık ateşte pişirin. Piştikten sonra kıyılmış dereotu eklerseniz çok yakışıyor. Servis ederken de üstüne biraz yoğurt ve biraz daha dereotu. Tam yaz yemeği! İlk zamanlar bu yemeği prinçle yapardım, son zamanlarda, daha sağlıklı diye bulgur kullanıyorum, çok da güzel oluyor.
Afiyet Şeker Olsun:))




7 Mayıs 2012 Pazartesi

Kabaklı-Peynirli Kiş



6-7 tane kabağı yarım ay şeklinde doğrayıp, sızma zeytinyağı, tuz, karabiber ve ezilmiş sarımsakla harmanlayıp, pişirme kağıdı serilmiş bir tepsiye yayın, 180 derecedeki fırında pişirin. Beyaz peyniri ufalayın, bol kıyılmış dereotu, 3 çırpılmış yumurta, 1 küçük kutu krema, 1 su bardağı kaşar peynir ve kabaklarla karıştırarak kişin iç harcını hazırlayın.
Hamur için:
11 tepeleme yemek kaşığı tam buğday unu(ben artık Halk Ekmeğin Organik Tam Buğday ununu kullanıyorum)
2-3 yemek kaşığı tereyağı ve biraz sızma zeytinyağını beraber eritin
2 parmak su(su bardağında)
tuz
Bütün malzemeleri karıştırın, buzdolabında en az yarım saat dinlenmesi için stretch filme sarın.  Daha uzun beklemesi problem olmaz. Buzdolabından çıkardığınız hamuru parmaklarınızla bastırarak tart kalıbınıza(borcam da olur) yayın. Kenarları pişerken çekeceği için biraz dışarıya doğru taşırın.
Hamurun üstünde çatalla delikler açtıktan sonra, önceden ısıtılmış fırında 180 derecede 10 dakika pişirin.
Sonra iç harcını da ekleyip, yaklaşık 1 saat kadar pişmek üzere tekrar fırına koyun.
Afiyet Şeker Olsun:))

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Efsane Gurmelerini Arıyor



Buzbağ'ın  "Efsane Gurmelerini Arıyor" etkinliğini birkaç ay önce tweeterda gördüm ama katılmak için soruları cevaplamak gerektiğini görünce vazgeçtim.  Aylin Türkşen Aysel takip ettiğim bloggerlardan biri, onun duyurusunu görünce tekrar bir bakayım dedim ne yapmak gerektiğine ve bu sefer gitme isteği ağır basınca sorulara cevap verdim,şanslıymışım! Kısmet 3. yemeğeymiş:))  Eşimle beraber katıldık.  Şansımıza bu yemek için hem oturduğumuz yakada bir yer hem de çok sevdiğimiz restaurantlardan biri olan Çiya Sofrası'nı seçmişlerdi. Çiya Sofrası, yöresel yemekler yapan bir yer olduğu için, Buzbağ'ın anlatmak istediği "bu toprakların şarabı bu toprakların yemekleriyle içilir" amacına çok uygundu. Bu etkinliğin, bende ki kebabın yanına rakı gider alışkanlığını kırdığını itiraf ediyorum. Yemeğe uygun şarap seçilirse, şarapla da çok güzel gidiyor kebap, önemli olan yemek-şarap eşleştirmesinin iyi yapılması. Tabii burda insanların zevklerine göre de seçimlerin değişebileceğini unutmamak lazım. Bizim katıldığımız yemekteki eşleştirme Kayra Şarap Akademisi Müdürü Cüneyt Bey ve Eğitim Müdürü Ayşegül Hanım tarafından yapılmıştı ve aşağıdaki gibiydi:



Başlangıç
Buzbağ Beyaz 2011&Buzbağ Klasik 2010
Zeytin Salatası
Sıkma Köfte
Muhammara
Humus
Sürk

Ara Sıcaklar
Buzbağ Beyaz 2011&Buzbağ Klasik 2010
Sade Keşkek
Falafel

Ana Yemek
1.Bölüm
Buzbağ Elazığ Öküzgözü 2010
Kuru Patlıcan Dolması(Etli)
Soğanlı Kebap

2.Bölüm
Buzbağ Diyarbakır Boğazkere 2010
Haşhaş Kebabı
Perde Pilavı

3.Bölüm
Buzbağ Reserv 2007
Mumbar
Oğlak Tandır

Tatlı
Kayra Madre Öküzgözü-Boğazkere 2007 -LikörŞarap
Katmer
Kabak Tatlısı

Perde Pilavı

Gece Kayra Şarap Akademisinin Müdürü Cüneyt Uygur'un yaptığı konuşmayla başladı. Konuşma derken Cüneyt Bey bize ufak çaplı bir eğitim verdi desem daha doğru olur. Zaten keyif aldığınız bir konuyu böylesi hoş bir uslüpla anlatan birinden dinlemek gerçekten de bir ayrıcalıktı. Onun gibi anlatamasamda biraz aktarayım. "Şarap yaşayan bir organizmadır ve  aslında tadım da, bir canlının başka bir canlıyı tatmasıdır" diye başladı Cüneyt Bey...
Tadım üç aşamadır:
1- Neyi tadacağına karar verebilmek için gözlem yapmak,
2- Tadacağın şarabı koklamak - şarabın dili aromasıdır ve onu anlamak için koklamak gerekir,
3- Damak - şarabın damağımızda bıraktığı his ise son noktadır.

Dikkat edilmesi gereken noktalar:
- Berraklık: Şarap berrak olmalı, bulanık olmamalı.
- Renk yoğunluğu: Şarap rengini üzümün kabuğundan alıyor.
  örk: Buzbağ Elazığ Öküzgözü ortanın üstü bir yakut kırmızısı
- Şarabın gövdesi: Şarabı ağzında gezdirirken sana hissettirdiği
  örk: Su gibi mi, şeftali suyu gibi mi? Buzbağ Elazığ
- Şarabın uzunluğu - tadını ne kadar süreyle hissettiğin

Eğitimle ilgili daha fazla detay vermeyeceğim, meraklıları http://www.kayrawinecenter.com'dan/ bilgi alıp, eğitimlerine katılabilir, ki ben bunu en kısa zamanda yapmak istiyorum! Daha öğrenmem gereken çok şey var!

Başlangıçlarla 2 çeşit denedik, Buzbağ Beyaz ve Buzbağ Klasik. Bu bölümde benim favorilerim Buzbağ Beyaz ve "sürk" oldu. Sürk başta bildiğiniz beyaz peynirle yapılan ezme gibi gözüksede tadına bakınca sizi şaşırtıyor. Çökelek peyniri ve zahterle yapılmış. Zahter nasıl yakışmış anlatamam. Evde mutlaka deneyeceğim.

Ana yemeklerle verilen şaraplarda ise favorim  "Buzbağ Elazığ Öküzgözü" oldu ve zaten çok sevdiğim bir yemek olan "Kuru Patlıcan Dolması" ve çok beğendiğim "Soğanlı Kebap" ile eşleşmişti, damağım bayram etti resmen!  Tam bana göre lezzetlerdi!
Buzbağ Elazığ Öküzgözü sek ve meyve aromalı bir şarap. Ortanın üstünde bir asiditesi var. Orta gövdeli, orta uzunlukta ve baharat ve mineralitesi kuvvetli(bunlar tabii ki Cüneyt Bey'in yorumları, ben bu kadar detaylı tarif edemem henüz). Etli kuru patlıcan dolması ve nar ekşili soğanlı kebapla birlikteliği çok güzeldi.  Bu arada Elazığ'da yetişen "Öküzgözü" üzümünün yaklaşık 25.000 yaşında olduğunu öğrendim. Nede olsa dünyanın en eski bağlarının olduğu, ve şarap üretiminin başladığı(Doğu Anadolu'da başladığı biliniyor)coğrafyadayız. Böyle bereketli ve bize has lezzetler sunan bu topraklarda yaşadığımız için insan ne kadar şanslı olduğumuzu düşünmeden edemiyor!

Buzbağ Reserv'e de değinmeden geçemiyeceğim. Bize 2007 rekoltesi ikram edildi. Öküzgözü ve Boğazkere üzümlerinden, "Terroir" felsefesiyle, 24 ay Fransız meşesinden yapılmış özel fıçılarda dinlendirilerek yapılan bir şarap. Meyve aromalı, taneni yüksek ve 15 sene yıllandırılabiliyor.

Bu arada diğer şarapları ve yemekleri beğenmediğim düşünülmesin, hepsini uzun uzun yazmak yerine favorilerimi yazmak istedim. Ben şarap içmekten gerçekten çok keyif alıyorum. Mümkün olduğu kadar çok ve farklı çeşitler tatmaya ve öğrenmeye çalışıyorum(her ne kadar vergiler yüzünden şişen yüksek fiyatlar nedeniyle her istediğimi alamasam da)! Son yıllarda da ülkemizde üretim açısından çok güzel gelişmeler olduğunu gözlemliyorum, şarap üreticisi firmaların sayısı, çeşitlilik ve kalite yükselişte! Umarım tüketim içinde(son yıllara ait istatistik bulamadım internette) üretime paralel olarak aynı durum geçerlidir!?
Gerçi roze şarap tüketiminde, özellikle de yazın yaklaşmasıyla, bir artış olduğuna eminim, en azından kendi adıma durumun böyle olduğunu söyleyebilirim. Buzbağ'dan da bu konuda bir atılım beklediğimi belirtmeden geçemeyeceğim!

Bu güzel gece için Aylin Hn'a, Çiya Sofrası'na ve tabii ki Buzbağ Şarapları'na tekrar çok teşekkür ediyorum! Benim için gerçekten de çok güzel bir deneyim oldu!